Hollanda Krallığı Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu Matra ve İnsan Hakları programları kapsamında “Türkiye’de Görsel, İşitsel ve Sahne Sanatları Alanında Sansürün Takibi ve Önlenmesi” projemiz Şubat 2020 yılında başladı.
Geçmişten günümüze, her dönemde sansür hep uygulanmıştır. Yöntemleri değişse de sansürün tanımı, yapılış amacı aslında hiç değişmemiştir. Sansür, siyasal iktidarların kamu yararı açısında sakıncalı buldukları haber, yazı, kitap, film, resim, oyunları, sosyal siteleri vb. inceleyerek bazı bölümlerini ya da tümünün yasaklanmasıdır.
Otosansür ise açık bir baskı olmadan, herhangi bir makamın ve yetkili kurumun engellemesi olmadığı halde, kişinin kendi çalışmalarını veya söylemlerini sansürleme veya sınıflandırması eylemidir. Aslında karşımıza bir yaptırım korkusu olarak çıkar.
Türkiye’de görsel, işitsel ve sahne sanatları alanına baktığımızda geçmişten günümüze pek çok sansür ve otosansür vakası olduğunu görüyoruz. Özellikle son dönemlerde tüm dünyanın hızla değişmesi, teknolojinin hayatımızın her alanında oluşu ile sansür ve otosansür uygulamalarına yeni yöntemlerin eklendiğini görüyoruz. Bu proje kapsamında alanımızdaki sansür ve otosansür algısını ölçerek, sansür vakalarını kayıt altına alarak, tüm vakaların analizini yaparak sansür ve otosansürün engellenmesi için bir strateji geliştirmeyi hedefliyoruz. Belki de uzun yıllar boyunca rehberimiz olacak bu çalışmayı, her dönem geliştirilmeye devam edeceğiz.
22 Haziran 2020 ve 14 Eylül 2020 tarihleri arasında İnternet ortamında gerçekleştirilen “Türkiye’de Görsel, İşitsel ve Sahne Sanatları Alanında Çalışanların Sansür Algısı Anketi” sonuçları ise tabanımızdaki algıyı net bir biçimde ortaya koydu.